26 Haziran 2009 Cuma

yanılsama

her buluş gibi yankı yaratmıştı. Kimi arkasına geçip ardında klasikler bıraktı; kimi önünde yıldızlaştı, ününe ün kattı. Yorum farkından kaynaklanan yersiz kullanımlardan kamera da payına düşeni aldı. 'Webcam'ler uzaktakileri yakınlaştırırken, bazıları için sohbet ettiği kişinin iç çamaşırının rengini öğrenmekten öte değildi amacı. Oldukça hızlı üreyen insanoğlunun güvenlik sorunlarına da çare olacağı düşünülen kameralar hızla kuşatmaya başladı bankaları, şirketleri, mağazaları. Ve ardından mobeselerle meydanlara da birer göz yerleştirildi. Birisi aklınızın bir köşesinde şu tümcenin ayyuka çıkmasını ısrarla istiyordu: Biri bizi gözetliyor!... Her yerde gözetleniyor olmanın verdiği 'güven'le huzur içinde yaşamalıyız; fakat ya kameranın arkasındakileri kim gözetliyor? Nasıl bir iç denetleme söz konusu? Ve bizi tamamen kuşatmaya başlayan kameraların kişisel alanlarımızı ihlal etmediğinin veya etmeyeceğinin güvencesi ne olabilir? Yeni kanunlar mı, yoksa yeni kameralar mı? Şimdi bu yanılsamadan bihabermiş gibi 'daha güvenli' olduğunu düşündüğün soldaki caddeden evine gideceksin belki de istemsiz...
27.06.09 , 01:41

not: görsel Y.Emre Saygılı'ya aittir.

Hiç yorum yok: