29 Haziran 2009 Pazartesi

biçare bekleyiş

vakti geldiğinde kapatılmıştı sessiz sedasız. Önceleri dışarısının nasıl göründüğüne cevap verirken, uzun süredir iç tarafında gizemi barındırmakta. Tozlanmaya bırakılmış anıların davetini duyan yoktu ki hiç kimse köhne yapıya her an yıkılabileceğinden korkarak yaklaşamıyordu. Hem başarsalar da bu fısıltıyı duyacak kadar duyarlı oldukları meçhuldü. Hatıraların sürekli yinelenen fısıltılarına kulak tıkayamayan pencere, iletilmesine engel olduğunu düşünerek anbean yıpranıyordu. Dışarıda değişen hava koşulları ile içerideki değişmezlik arasında hapsolmuştu. Ufak bir cesaret kıvılcımı ile pencereye uzanarak hem güneşin anıların tozunu silmesini sağlayabilir hem de içeride ne olduğuna dair merakını giderebilirsin ya da kararsızlığının seni edilgen-etken ikilemiyle yıpratmasına izin verirsin pencere gibi...
28.06.09 , 19:48

not: görsel Y.Emre Saygılı'ya aittir.

Hiç yorum yok: