5 Ocak 2010 Salı

schengenland

hemen hemen herkes çantasını toparlayıp kısa süreliğine de olsa kurtulmak ister rutin bir hal almış hayatından. Tercihen rota başka bir ülkedir. Seçim aşaması oldukça sıkıntılıdır. Ne de olsa bu şansı en doğru şekilde değerlendirme çabasından doğal bir şey yoktur. Gidilecek yer şeçiminden sonra bilgi toplama süreci başlar ki turist rehberlerine, internet sayfalarına, önceden o ülke ya da şehirde bulunmuş kişilere danışma ile harmanlanan bir bilgi yığınıdır. An gelip ayak basıldığında kişi için henüz bilinmeyen topraklara, yolculuk sırasında hissettiğinin aslında o kadar da büyük bir heyecan olmadığına kanaat getirir. O an insan farklı hissetmeye başlar ta ki geri dönüş yolculuğu başlayana değin. Artık etrafını keşfetmeye başlayan bir çocuk kadar heyecanlı ve meraklı, deneyinin son safhasında çalışmakta olan bir bilimadamı kadar dikkatlidir maruz kalmaya başladığı yeni kültüre. Diğer bir deyişle yeni olan her şeye...

Fakat hayat yön göstergelerindeki gibi net olmadığından, gezen kişi farkedecektir ki önceden yapılan gezi planı kah sohbetlerine doyum olmayan bir yerliyle, kah rehberinin detaylı anlatımı beğenilen bir gezi grubuyla sekteye uğrar. Yoldan birisini çevirip neyi nerede en iyi şekilde yiyebileceğiniz sorgusu sizi gezi rehberinde yazılı olanların satır aralarına götürecektir. Bilindiği zannedilenler arasındaki bilinmezlikten doğan gizemdir gezmeyi çekici kılan.

Rotasını Avrupa olarak çizmiş kişi içinse, sahip olduğu en geniş 2.yüzölçümüyle "Schengenland" önemli bir yer alıyor. Özellikle içerdiği 24 ülke arasındaki serbest dolaşım hakkı önünüze ülkelerden oluşmuş kocaman bir seçenek yelpazesi sunuyor. Bu geziyi en uygun bütçeyle en etkin şekilde tamamlamanın anahtarı ise: İnterrail... Schengen ülkelerindeki 2.sınıf trenlerde sınırsız kullanım hakkıyla, kuşetlerde derin sohbetlere dalabilir böylelikle yolculuk stresi çekmeden kendinizi varmak istediğiniz noktada bulabilirsiniz: Yeni keşif noktanızda...
05.01.2010 , 04:57

not: görsel Y.Emre Saygılı'ya aittir.