4 Mart 2008 Salı

sevinin buğusu

iki gerçekliğin birbirine en yakın olduğu zaman buğulanır sevi. Gerçekliklerin gergefinde, Tanrı' ya yakınlaşma çabası içerisinde iki bir olur. Farkındalığın sıcaklığı ile gerçeğin soğukluğu buğulandırır aşkı. Çocuklukta(n) kalma alışkanlıklarını yineler usulca parmak uçları. Kendileri gibi harfleri de büyümüştür; harflerin taşıdıkları manalar da. Ortak imgenin izdüşümünü takip etmektedir peşpeşe dizilen harfler. Anbean yokolmaya başlayan buğudan yüz çevirip, hatırdaki gölgesinde serinletmeye çalışır her ikisi de yüreklerini. Nitekim buğunun yokluğu ayrık benliklerinin ayyuka çıkma nedenidir. Artık görüngü-nesne ikilemi içerisinde hapsolmuştur bir iken iki olmuş ruh(lar)...
05.03.08 , 03:42

not: görsel Onur Ilgaz'a aittir.

5 yorum:

TAMER dedi ki...

Bu yazın cok hosuma gitti Erdemcim özellikle Türkçeyi doğru düzgün kullanman(etrafta bu kadar cok yabancı sözcuk kullanma özentisi varken)beni cok mutlu etti;)Duru ve akıcı...Tebrikler;-)

Adsız dedi ki...

Buğu kadar yumuşaksa sevinin teni ve çabuk yitiyorsa hatırındaki izler, o zaman bırak silinsin aynadaki buğu gibi sevi de. Bir olmuş nice kayalar gibi de yaşamak var sonsuza kadar kaynaşmaya ve iç içe geçmeye devam ederek ya da kaybolmak da var havada bir yerlerde tanrıdan uzak olmak çabasıyla onu sevgi sanarak. Nice alışkanlıklar yitti, nice kanlar döküldü ama hiçbirşey serinletemedi ruhumu ve kalbimi buğunun yokluğu kadar. Serinlik dediğin de ancak cehennem kadar.

Adsız dedi ki...

Çektiğim onca güzel fotoğraf var. Çoğu da doğanın eşsiz güzelliğini yansıtıyor ama hiçbiri bana tanrıyı bu kadar güzel anlatmıyor.

Beklenti dedi ki...

günümüz ilişkilerinde herkesin içinde yaşadığı çelişkileri dile getirip bu denli akıcı anlatımın okurken insanı büyülüyor

Adsız dedi ki...

yazının biçimi,uslubu yoruma yer bırakmıyor ama içerik konusunda sölenecek çok şey var...Arayıp bulunamamışlıkların yada belki hayalkırıklıklarının belkideartık umutsuzluklara dönüşen rüyaların dizgesi olmuş :D