5 Ağustos 2010 Perşembe

'ego'kent / bölüm3:kElİmElEr

adımlarını sıklaştırmış, harften harfe atlamaktaydı. Kendine sinirlendiği anlar dışında sakin bir şekilde volta atmayı alışkanlık haline getirmişti kafasında dönüp dolaşan kelimelerde. Başkaları tarafından söylenmiş olması onları önemsiz kılmıyor; aklına düşmesi bu sürecin başlaması için yeterli oluyordu. An gelir harfleri incitecekmişcesine yürürken kelimenin üzerinde o kadar yükselir ki kendisini Babil Kulesi'nin tepesinde hissetmekten alıkoyamazdı. Aksine hırsını harflerden çıkartmaya başladığındaysa, kelimenin ağırlığı altında Atlas rolüne soyunurdu. Bu ayrık uçlar arasındaki ortak nokta, bazen kulağına fısıldanan bazense çok sert bir duvarmışcasına karşısına çıkan kelimeydi: Ego...
27.07.10 , 13:12

Hiç yorum yok: