16 Temmuz 2010 Cuma

'ego'kent / bölüm2:'duman'sız hava sahası

yürürken biraz olsun yükseldiğini hissetmesinin nedeni: Zeminle arasına kısa bir süre önce girmiş olan dumandı. Kaldırımlarda iz bırakmadan ilerleyişini dumana mı borçluydu ya da bir an olsun iyi/kötü iz bırakmıyor olmayı kısmen yok olmaya denk tutmuş; daha da kötüsü bundan memnun olmuş olabilirdi. Betondan biraz uzaklaştığı anlarda doğanın mükemmelliğine daha çok inandığını hissediyor; bir şaman olduğunu düşünüyordu. Diğer yandan kilisenin önünden geçerken biraz Hristiyan, ezan sesi duyduğunda biraz Müslüman gibi hissettiğini hatırlamak onu bu öykünmeden söküp aldı. Yağmur çiselemeye başladığında şehrin gürültüsüne dayanamayıp, kendi "güzel gürültü"sünü dinlemek için kulaklıklarını aramaktaydı. Eğer huzur denilen şey varsa, şu an ondan kopup gelmiş olmalıydı: Ayaklarının altından giderek azalmasından hayıflandığı, onu şehirden soyutlayan duman / "güzel gürültü" - Idioteque / ahmakıslatan... Parça değişmekteyken ayakları yere basmaya başlamış, şehrin bir parçası olmanın verdiği huzursuzluk huzurun yerini almıştı. Kim demiş 'duman'sız hava sahası daha sağlıklı diye?!..
28.06.10 , 15:17